Avrupa'da yasayinca hazir vize de varken cevre ulkeleri sehirleri gezmemek olmuyor, hele bizim gibi seyahat meraklisi insanlar icin hic mumkun degil.
Viyana'ya yerlestigimizden beri arkadaslarimiz sagolsunlar yalniz birakmiyor, biz de her bizi ziyarete gelen kisi/ciftle yeni yerleri kesfe cikiyoruz. Hem onlara degisiklik oluyor hem bize.
Bu seferki duragimiz Prag ve Telc idi. Prag'i herkes bilir, Cek Cumhuriyeti'nin baskenti, Telc ise yine Cek Cumhuriye'tinde henuz kesfedilmemis bir cennet, orayi daha sonraki bir postta anlatacagim.
Prag'a, Viyana'dan 3,5 saatlik bir arac yolculugu ile ulastik. Yalniz itiraf edeyim navigasyonumuz olmasa kaybolurduk, zira tabelalar yeterli degildi.
Prag'i nasil anlatsam ki, boyle gidiyorsunuz sehre, soyle bir Charles koprusunden geciyorsunuz, sanki sehrin bohem hali sizi icine aliyor ve kendinizi tarihin dokusuna birakiveriyorsunuz. Bu sehir 2. Dunya savasinda cok darbe almadigindan tarihi yapisini koruyor ve bu yuzden turistlerin yogun ilgi odagi.
Biz Hotel Kampa'da kaldik, oteli tavsiye ederim, hem fiyat olarak hem de temizlik acisindan iyiydi, Charles Bridge'e yurume mesafesinde ve iste boyle sirin bir sokakta.
Meshur Charles Bridge (Charles Koprusu)
Bu kopru 2002 yilinda bir sel felaketinde asiri zarar gormus ancak cok kisa bir surede yeniden insa etmisler, Cekler icin oldukca onemli bu kopru, insaati 1300 lu yillara dayaniyor.
Kopru uzerinden yurumek gun icinde epey zor, ama cok farkli hisler uyandiriyor insanda, ne bileyim dedim ya biraz bohem iste...
Bu da koprunun iki giris kapisindan biri, koprunun ihtisamini anlayabilmeniz icin.
Prag resmen iki donemi birden yasiyor, fotografa baksaniza, binalardan biri 13. yyden kalma, tam yanindaki 21. yydan.
Bu astronomik saat, hem ayi hem mevsimi hem saati hem gunu bir de burclari gosteriyor, o zamanlarda boyle bir saat tasarlanmis olmasi insani dusundurmuyor degil.
Prag kalesinin arkadan goruntusu
Prag Kalesi - St Vitus Katedrali - insasi 600 yilda tamamlanmis
12 burcu simgeleyen cesitli heykelcikler vardi, tabi ben hemen kendi burcum olan Boga'yi buldum.
Nisan ayinda tohumlari nasil topraga serptiklerini gosteren bir heykelcik
Prag kalesinden asagiya dogru inerken Charles Bridge'e bir de tepeden baktik
Bu da kugularin ve ordeklerin esliginde Charles Bridge. Nehirde o kadar cok kugu ordek var ki..
Tabiki de her gittigimiz yerde oldugu gibi burda da bir etkinlige rastladik, buyrun Prag Bag Bozumu senligi
Nehirdeki kanallarda gezinirken insan kendini Venedik'te gibi hissediyor zira Cekler'de bu kanallari Prag'daki Venedik olarak nitelendiriyorlarmis, hatta bazi Venedik sahnesi olan filmler (Mission Impossible,...) burada cekilmis, maliyetler daha uygun oldugu icin.
Bizim yemek yedigimiz restauranttan bir goruntu. Italyan yemekleri yedik ama ben halimden cok memnundum, Cekler'in yemek kulturleri pek damak zevkime hitap etmiyor.
Bu fotografta iyi cikmamis, kameranin zoom u yetersiz kaldi ama ben yine de bu fotoyo da eklemek istedim. En arkada yesilliklerin orda bir kirmizi sutun var hani su hafif sola yatik duran. Bu surekli bir saga bir sola gidip geliyor. Eskiden bunun yerinde Avrupa'daki en buyuk Stalin heykeli varmıs. Kimilerine gore rolativiteyi kimilerine gore de zamanın degisimin simgeledigi soyleniyor.