22 Kasım 2012 Perşembe

Herseyden once Saglik!

Yaklasik 6 haftadir, elimde dirsegime kadar cikan bir atel ile yasamak zorunda kaldim, olay kisaca soyle olmustu, 6 hafta once cumartesi sabahi uyandim, O.'ya "ne hazirlayayim kahvalti icin" diye sordum, en sevdigi seyi istedi 'Sucuk Kizartmasi'. Kalktim yerimden elimi yuzumu yikadim, aklimda annemi aramak vardi, bir gun oncesinden konustugumuzda hastaydi, merak ediyordum onu, "su sucuklari tavaya atayim oyle ararim" dedim icimden, basladim malzemeleri tezgaha cikarmaya, "ne lazim? Sucuk, bicak, kesme tahtasi". "Kesme tahtasinin uzerinde ne yapilir? sucuk dogranir, ama once ne yapmak lazim, sucugun zarini soymak tabiki de", ben ne yaptim sucugu aldim sol elime, bicak sagda, tum gucumu bicaga verererek yukari asagi hareketlerle soymaya calisirken, birden bir aci icimde, kanlar foskurmakta, kosarak O'nun yanina gitmeye calistim, baktim cok kaniyor, banyoya attim kendimi o da kostu hemen, yikamaya calistik once olmadi, O. sargi bezi buldu, uzerine bastirdik, babamiz doktor hemen aradik tabi, bize birseyler tarif etti ancak goremediginden tam bir yorumda da bulunamadi, "hastaneye gidin" dedi, alelacele ciktik evden, yakindaki hastane almadi, baska bir hastane onerdiler ve hemen oraya sevk ettiler, burda kazalara ozel hastaneler varmis "Umfall Kranken Haus" diye geciyor. Beni ameliyathane odasina benzer bir odaya aldilar, iki doktor vardi basimda, ufak bir operasyon, detaya girmeyeyim, sonra da iste bu 6 haftadir elimde duran atel takildi.. Fizik tedavim devam edecek bir sure daha, atel bugun cikti...


Niye bu kadar uzun anlattim, bilmem, anlatirken de tekrar yasadim bir yandan..

Diyecegim su aslinda, tum bunlari bana gecmis olsun demeniz icin yazmadim tabiki. Ben birebir 6 hafta boyunca sol kolumu kullanamadan yasamak durumunda kaldim, biliyordum bu gecici bir sureydi o atel cikacakti ve ben normal hayatima donecektim bu guzel tarafiydi, ancak bir yandan da parmagim bir daha eski performansinda olmayakti... Bunun da otesinde cidden, ancak basiniza bu tarz bir durum gelirse siz de anlayabilirsiniz, Engelli insanlarin durumunu, yasadiklari zorluklari, gomlek giyip dugmesini kapatamamasini yada trenden inmek icin yardim almak durumunda olmasini, biri olsa da valizimi tutsa yada biri gelene kadar burdayim mecbur olma hallerini..

7-8 yaslarindaydim annemle bir magazaya girmistik Osmanbey'de. Engelli sandalyesinde bir cocuk vardi, sanirim Zihinsel engelliydi. Cocuga cok uzulmustum, istemsiz bir sekilde annesine "Ozurlu mu?" deme gafletinde bulunmustum ve daha o yaslarda bu tur durumlarin ne kadar insanin icini acitigini ogrenmistim. Annesi hirsla bana donup "Ozurlu degil, Engelli" diye kizmis ve bir hisimla benden uzaklasmislardi. Uzuntum ikiye katlamisti o an, ben kotu birsey demek istememistim aslinda ama kadincagiz kimbilir ne kadar uzgundu durumdan oturu, tahammul siniri kalmamisti kimseye..

Cevremizde yuzlerce var ama cogu zaman farketmiyoruz bile, ben kendi adima artik daha da bilincliyim ama nolur sizlerde hem kendinizde, hem cevrenizde, cocuklarinizda bu farkindalik bilincini gelistirin, kimse bu durumu kendi tercih etmiyor...


Saglikla kalin...

18 Kasım 2012 Pazar

Bir Varmış Bir Yokmuş..

Bir varmışş bir yokmuşşş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber develer tellal iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken... Ne kadar uzun zaman olmuş ben bu cümleyi duymayalı / kurmayalı...

Babannemin biz çocukken anlattığı masallardan biri "Edik ile Büdük" 'dü ve masal şöyle başlardı.

"- Büdük (seslenir) : Ediiik
 - Edik: Ne dedin Büdük?
 - Gel gidelim de çocuklarımızı bi ziyaret edelim"

İşte öyle masal gibi bir hafta geçti benim için. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım, özlem giderdiğim, çocukluğuma döndüğüm bir hafta... Annem ve teyzem yanımdaydı.

Her güzel şey bitiyor, herkes ait olduğu yere dönüyor, rutin hayatlar yeni bir güne daha yelken açıyor.

Sevgiyle kalın...