Brugge'dan sonra Gent'e ugruyoruz. Yol ortalama 45 dk suruyor. Yani bu civarlara gelinirse bu iki sehir ayni gun icinde gezilebilir.
Mevsimden dolayi hava erken karardigindan buradaki fotograflar maalesef karanlik havada cekildi, ama yine de idare edin:)
Arabayi merkezde bir otoparka parkediyoruz. Belcika'da otopark olaylari cok kolay oldu bizim icin, arkadasim Z'nin tavsiyeleri ve navigasyon yardimiyla hizli bir sekilde, tabiri caizse elimizle koymus gibi bulduk diyebilirim ama aslinda hic gerek bile yok birinin tarifine, sehirler o kadar duzgunki,sehirlerin girisinde size otoparklarin tamamini gosteren levhalar var, hatta otoparklardaki alan bosluklarina kadar belirtiliyor.
Simdi sehre giris yapalim bakalim.
Christmas zamani oldugu icin Avrupa'nin heryerinde Christmas Marktlar kurulu. Konsept ayni, yiyip icme ve hediyelik esya alma seklinde..
Gent'te bir de konsere rastladik, Jazz konseri vardi, eh biraz keyfini cikardik tabii, sehir bizi adeta hos muzik dinletisiyle karsiladi.
Brugge'dan sonra beklentiler epey yukselmisti, Gent bu beklentileri tam olarak karsilayamasa da gorulmeye degerdi. Zaten bakildiginda bir yerden sonra Avrupa sehirleri birbirlerine cok benziyor ama ben yine de hepsinin farkli bir enerjisi olduguna inaniyorum ve gezerken de bunu hep hissediyorum.
St Nicholas' Church
Belcika dedik, cikolata ve sekerlemeler adim basi gozumuze gozumuze geliyor. Almamak yememek mumkun degil. Son birkac gundur sadece cikolata ve seker yedim diyebilirim. Belcika'nin Cuberdon denilen bir sekerlemesi de unlu ama cikolatalar yok mu o cikolatalar... Hele bir de boyle guzel magazalarda sergilenince gel de yeme:)
Baked with love, served with joy, Enjoy:)