27 Haziran 2012 Çarşamba

Donauinselfest (Tuna Nehri Festivali)

Eğer tam da şu dönemde yurtdışı tatil programı yapıyorsanız, bu yazıyı mutlaka okuyun!

Yurtdışı turlarından gidilecek ülkenin kültürünü, tarihi yerlerini, yemeklerini merak ederiz ama yerli halkın içine de girip "onlar neler yapıyor" bunu da bilmek isteriz. Gidilecek ülkeye ve şehre göre planlanan geziler için önceden internet üzerinden surf yapıp planladığınız tarihe denk gelen festivallere, konserlere bakmak da yarar var. Tatili bu etkinliklerle çakıştırıp en az birinde bulunursanız o zaman işin tadı da keyfi de bir başka oluyor.

Viyana için önerim, şu adres olabilir, gelmek isteyenler hemen baksınnn:)


Viyana tarihi bir şehir olarak akıllarda yerini alsa da, aslına bakıldığında hem yerel yönetimlerce hem de özel kuruluşlarca desteklenen birçok festivale, aktiviteye, konsere sürekli ev sahipliği yaparak yerli halkı canlı tutmayı başarıyor.

Ben her geldiğimde rassal olarak çeşitli etkinliklere katılma şansını yakaladım ancak burada yaşadıkça görüyorumki aslında bunun rassal olarak değil de, şehirde birileri halk için planlayarak yapıyor. Ve hatta farkında olmadan, gerek tramway duraklarında gerek billboardlarda görebileceğiniz çeşitli afişlerle de etkinlik öncesi duyuruyor, halkı bir şekilde çekiyor.

Haftasonu yine bir festivale şahit olduk. Tuna Nehri Festivali. Viyana'da Tuna nehri eski ve yeni olmak üzere iki koldan akıyor. Aslında yeni olan kol sonradan yapılma. Tuna ile yeni Tuna arasında bir ada var. Festival tam da bu adanın üzerinde.

Onlarca sahnede farklı müzik stillerinde konserler verilirken, farklı lezzetleri bir arada bulabileceğiniz büfeler, çeşitli biraların olduğu minik biraevleri, bir yandan çocuklara özel eğitici oyunlar, ayrıca kocaman eğlence parkı, vs.. Aklınıza eğlenceye dair gelebilecek her türlü aksiyon vardı.

Ada çok uzun olduğu için krokiler eklemişler.


Onbinlerce insan aynı anda medeni bir şekilde oturarak müzik dinliyor.



 Kızılderililer her yerde


Kendilerine "The Dancing Wolves" diyorlar. Fotoğrafa dikkatlice bakalım, neden böyle dediklerini siz de anlayacaksınız:)

Çocukları eğiterek eğlendiriyorlar.

 Rock forever!
 Adanın bir tarafı,
 Adanın diğer tarafı,

 Sunum önemli:) Önce göz doymalı değil miii



25 Haziran 2012 Pazartesi

Küçük Uğraşlar, Büyük Mutluluklar

Bazen insan çok ufak şeylerden mutlu olabiliyor. Çiçek yetiştirmek de bunlardan biri bence. Küçük motivasyonlar önemli:) Bu işi çok iyi yapan iki kişiyi tanıyorum biri ananem, biri de eski komuşumuz G. abla. 

Viyana'da kalışımız geçici süreliğine de olsa, burada kendimize ufakta olsa yeşil bir görünüm yaratmak istedik. Aslında benim çoook uzun süredir istediğim ve nedense evlilikle bağdaştırdığım bir durumdu bu. Evlenince harika bir bahçem olacaktı. O. da sağolsun destekledi beni, epey de çalıştı hani:)


Bence evliliklerde hiçbir şey tek kişi istiyor diye yapılmamalı. Yada genel olarak diyeyim. Diğerini de işin içine katabilmek önemli. Tabi karşındakinin enerjisi de bağlı olarak değişir. Çiçek yetiştirme isteğime O.'yu da dahil ettim, o da kendi yeşilliklerini seçti:) Yeşillik dedim çünkü ben saksı çiçekleri seçerken o da yeşil sarmaşıklar aldı. Sarmaşıklar kışa da dayanıklı oldukları için bizim burda olduğumuz süre boyunca epey uzarlar.

Çiçekleri ayrı ayrı saksılarda alıp, 3'er li halde geniş saksılara yerleştirdik. Bu arada benden söylemesi 4 geniş saksı için 4 torba ekstra toprak aldık.



Bu yaratıcı çalışma için içindekiler:)

6 saksı çiçek

3 saksı sarmaşık

4 büyük saksı
 
8 adet saksı tutturma aparatı ( en pahalısı da bu)

4 torba toprak






 Çiçekler olmadan önce balkonumuzun görüntüsü:




Bu da çiçeklerden sonraki görüntü, ne kadar hoş, naif değil mi?


 Sarmaşıkları parmaklıkları boyunca uzatmayı hedefliyor O.


Haydi herkes çiçek yetiştirmeye başlasınnnn!

21 Haziran 2012 Perşembe

M&M Cookie ve Muzlu Süt

İlk gördüğüm anda vurulmuştum, hemen tarifini de almıştım, thanks to G.
Yapmak bugüne nasip oldu. Ben de fena yapmadım hani:)

Huzurlarınızda görüntüsüyle iştah kabartan, tadıyla tutkunu haline geleceğiniz M&M Cookieeeee

                              

Ben biraz fazla yapmışım sanırım bu tepsiye göre, eliminin ayarı hep fazla zaten yemek konularında. Siz ya daha geniş bir tepsi kullanın yada malzemeleri daha az kullanın. Aşağıda bu leziz kurabiyenin tarifini bulabilirsiniz.

Malzemeler:
2 Su bardağı un
3 çay kaşığı karbonat
1 çay kaşığı tuz
225gr tereyağ
1,5 su bardağı şeker
2 yumurta
1 paket vanilya
Biraz çikolata (Evde ne varsa)
veeeee M&M

Yapılışı:

Önce tereyağını çırpıyorsunuz, arkasından yumurtayı ve şekeri ekleyip çırpmaya devam ediyorsunuz, yavaş yavaş diğer malzemeleri ekliyorsunuz ve hamuru 30 dk dinlenmeye bırakıyorsunuz, hava çok sıcak ben buzdolabına dinlenmeye bıraktım.

Hamurları buzdolabından çıkarıp, kalıbınız varsa kalıpla yoksa bir fincanla yuvarlak şekillerde kesip önceden 180 derecede ısıtılmış fırına veriyorsunuz. 10. dakikasında M&M leri kurabiyeler üzerine dizip tekrar 5dk. daha fırında veriyorsunuz ve hazırrr, afiyet olsun!

Öneri:

Ben bu cookilerin yanına bu sıcaklarda iyi gider diyerek Muzlu Süt de yaptım. Nasıl mı?

İki muzu blendara küçük küçük doğradım, üzerine 700ml süt ve buz kalıplarını ekledim. Blendar da 1 dk çırptım. Harika bir ikili oldular..

20 Haziran 2012 Çarşamba

Bratislavaa

Viyana'ya geldiyseniz ve zamanınız da varsa, bir gününüzü bile ayırmadan yarım günlük bir geziyle Bratislava'ya gidebilirsiniz. Ana tren istasyonlarından bineceğiniz trenlerle Bratislava'ya ulaşım 45 dk sürüyor. Öğleden sonra yola çıkıp akşam yemeğini Bratislava'da yiyip son tren olan 22:35 treniyle de dönmek aynı gün içinde 2 ülke görebilmenin zevkini veriyor insana.

Bu kadar kısa mesafeden kültürün nasıl değişiklik gösterdiğine şaşırmamak elde değil, sade kültür de değil. Slovakya iklim ve yeryüzü şekilleri bakımından da Avusturya'ya göre farklılıklar gösteriyor. Avusturya sınırından çıktığınızda dağlar arasından geçerken bu farkı daha iyi hissedebiliyorsunuz.

Trenden indikten sonra şehir merkezine giden otobüslerle merkeze ulaşmak 15 dk alıyor. Öncelikle kalesini gezmenizi tavsiye ederim.


Kalesinden panoramik şehir manzarasını görmek mümkün.

Tuna nehri burdan da geçiyor, yine köprülerle bağlantı sağlanıyor.



Viyana'ya göre daha hareketli bir şehir, barlar sokağı tarzında bir kısım var ki, biz en çok burayı sevdik. Şehrin bu bölümü hareketli, renkli, turistik, enerjik..




 Man at work!


 Burda da opera bulduk
Bratislava'da Tuna nehri üzerindeki teknelerde yemek yiyebilirsiniz ancak biz tercih etmedik. Bunun yerine barlar sokağında bulduğumuz, sırf bu yüzden Bratislava'ya tekrar gitmek istediğimiz Rio-Brezilya restaurantından yemeğimizi yedik, şiddetle tavsiye ediyorum.


 Farklı yemekler yedik. O.'nun yediği lava stone da pişen Somon efsaneydi.


,

Viyana'da Opera

Viyana'ya gelip de operaya gitmemek olur mu?

Tabiki olmaz dedik:) O.'nun işyeri arkadaşları düğün hediyesi olarak bize opera bileti almışlardı, biz de en uygun zaman için yer ayırıp opera izlemeye gittik, hem de balkondan.

Wiener Staatsoper dış mekan ihtişamıyla etkileyici bir yer olmasının yanında iç dizayn ve tasarımıyla da ayrıca insanı kendinden geçiriyor.

Opera fiyatları Viyana'da oldukça yüksek. Bizim gittiğimiz eser Tosca idi. Balkon fiyatları ortalama 150 euro. Ancak Avusturyalılar turistler için şöyle bir güzellik yapıyor. Oyundan 3-4 saat önce bilet gişesinde sıraya girerlerse 4 euroya, ayakta izleyebiliyorlar. İ.ler bu yöntemi kullandı, yoruldukları için ilk perdede çıktılar ancak diğer ayaktakiler sonraki perdeleri de izledi:)

Operayı balkondan yada salon içinden izleyeceksiniz, şık giyinmek zorundasınız, zira insanlar aşırı şık geliyorlar. Turistler için sorun yok, şortlular bile vardı:)

,
 Opera başlamadan hemen önce

 Tavan ayrıntısı
 Muhteşem orkestra
 Opera'nın içerisinden
 Sahne

18 Haziran 2012 Pazartesi

Yasemin kokuları eşliğinde Budapeşte

İtiraf edeyim ilk trenden indiğimizde bu mu yani dedim, kendinizi Hindistan'da falan sanabilirsiniz. Tren istasyonu çok havasız, kirli..

Ülkede Euro kullanılmadığı için paranızı Huf a çevirmek zorundasınız. Hemen tren istasyonunda change office var ama, change office önünde de bir sürü insan daha yüksek orandan paranızı change etmek istiyor. Kara para aklamak mıdır sebebi nedir anlayamadık ama kimse onlardan para değiştirmiyordu:D

Hop on-hop off Budapeşte'de sınırlı zamanınız varsa en doğru tercih olacaktır. Hem tarihini daha iyi anlamamız açısından hem de her yeri tek günde gezebilmek açısından mantıklı oldu. Gezilesi bir şehir, yasemin kokulu bir şehir, tarih yatıyor. Hop on-hop off turu sırasında sürekli Türk istilasından bahsediliyordu. 150 yıl kuşatmamız altında kalmışlar ancak ne yazıkki, hiçbir kalıntı yok nerdeyse. En üzücüsü de 20 dilde çeviri olan Hop on-hop off da Türkçe çeviri yoktu...

Yasemin kokulu Budapeşte diyorum, çünkü şehrin genelinde baskın bir Yasemin kokusu var, bu da insana ayrı bir huzur veriyor.

Yemek olarak kültürleri zengin mi tam anlamadım ama heryerde Gulas vardı, biz de yöresel yemek olduğu için bunu yedik tabii. Etli patetesli bir yemek. Çorbası da var yemek gibi olanı da. O. ve J. sevdi ama ben pek sevmedim açıkçası.

Budapeşte'nin, Buda ve Peşt olmak üzere Tuna'nın ayırdığı iki kısımdan oluşarak Budapeşte adını aldığını biliyor muydunuz?

Buyrun birkaç ayrıntı..







12 Haziran 2012 Salı

Huzur bulunan yer: Eyüp Sultan

Burası gideni geri çevirmeyen, huzura doyulan bir türbe.
Normalde bloglarda yayınlanmaz belki ama daha önce gitmeyen birinin gitmesine vesile olurum diye yayınlıyorum.

Caminin dıştan görünüşü:

 Türbe şuan tadilatta.

Caminin içerden görünümü


Tavan işlemeleri harika

Tam olarak yaşı bilinmiyor ama sanırım en az 600 yıllık ağaç


Aşağıdaki fotoğraf da o bölgede en çok beğendiğim konaktan..

11 Haziran 2012 Pazartesi