Bu çeşmenin adı "Baş Çeşme"'dir. "Baş Çeşme İçmeden Geçme" da yılların sloganıdır. Sadece çeşme demek belki haksızlık olur, köylünün biraraya geldiği, yolcuları karşılayıp, yolcu gönderdiği bir alandır burası. Seneler içinde nice hasretliklerin giderildiği, nice yeni hikayelerin yazılmaya başladığı yerdir aslında. Y. abi tarafından babası ve kayınpederi hayratına restore edilmiş ve bu hale getirilmiştir.
Şimdi bu noktada aşırı duygusal bir yazı yazmaya başlamışken durduruyorum kendimi. Benim için köy demek, anane, babanne, dede, ata demek, köyde birçok yaşlımız var, yüzlerindeki onlarca çizgiden herbir çizgi ayrı bir hikaye ayrı bir mutluluk/keder belki de. Hepsi birbirinden güzel birbirinden değerli. Bakın bana ne güzel de gülümsüyorlar...
Şimdi biraz da köyün içinden çektiğim kareleri paylaşayım.
Daha önce de söylemiştim, kirlenmek güzeldir! Şehir çocuklarının gerçekten çocukluklarını yaşayabilecekleri, 1 hafta da olsa kendilerini sınırsızca ifade edebilecekleri, korkusuzca oyun oynayabilecekleri tek yer..
Bir önceki yazıda bahsetmiştim, ananem turistleri ağırlamaktan büyük keyif oluyor, ister yerli ister yabancı, bu köye uğrarsanız işte size ananemin evi:)
Tabi son olarak uğurlama faslı. Kalbim köyde kalarak ayrıldım bu sene, yine her zaman olduğu gibi kalabalık toplandı, herkesle vedalaşıldı, ve yine gelmek üzere yollara düşüldü...
1 yorum:
Çok beğendim :)) Bir kozlupınarlı olarak burayı yeni keşfetmek üzücü bir durum... Tebrikler :)
Yorum Gönder