Rodos, bizim tarihimizde en bilinen haliyle Kanunı'nin fethettiği ve 500 yıla yakın Osmanlı himayesinde kalmış, 12 adanın başkenti. 12 adanın İtalyanlara verilmesi ve daha sonrasında Türkiye'nin İtalyanların yönetimi Yunanistan'a vermesini kabul etmesiyle yüzlerce yıllık tarihinden vazgeçtiği, gezerken hem etkilendiğimiz hem de bir o kadar hüzünlendiğimiz bir ada. Adanın en güzel sahillerinden birinde Murat Reis mezarlığı ve Murat Reis camisi var (Rodos'taki diğer camiler gibi bu da kapalı, bakımsız ve kaderine terk edilmiş.) Mezarlığı özel kılan şey Osmanlı zamanındaki önemli devlet adamlarının, Kanuni'nin dayısının burada yatıyor olması ve ziyaretçilerinin olmaması. Cami korucusu Rodos'a zamanında yerleştirilmiş eski bir Türk ailesi, kendi imkan ve çabalarıyla sahip çıkmaya çalışıyorlar. Osmanlı fethinden önce Şovalyeler tarafından yönetilen bu ada halen de Şovalyeler ile anılıyor, ne yazıkki 500 yıllık Türk tarihini anlatan yok, camiler kiliseye çevrilmiş yada minareleri yıkılmış ve kaderine terk edilmiş. Adadaki sürekli faaliyet gösteren tek cami var, camiyi yaptıran Pargalı İbrahim, ancak Kanuni ile arasında çıkan kavgadan sonra caminin açılmasına izin verilmemiş ve Pargalının ölümümden uzun yıllar geçtikten sonra cami Kanuni'nin açılmış ancak vefakar Türk Rodos toplumu Pargalıyı unutmamış ve cami hala onun adıyla anılıyor. Adanın merkezindeki bu camiyi bulup, imamından hikayesini dinleyebilir ve oradaki Türklerin çektiği zorlujları birinci ağızdan dinleyebilirsiniz.
Adada ziyaret edilmesi gereken diğer biryer adanın sembollerinden olan ancak normalde ziyarete kapalı olup sadece bayram sabahlarında ibadete açılan Süleymaniye Camisi. Bu caminin hemen karşısında ise diğer önemli bir nokta olan Hafız Ahmet Ağa kütüphanesi. Kütüphane korucusu olan Türk ailesi ile sohbet etme şansımız oldu, hikayelerini ve şuan burada unutulmuşluklarını dinlerken O. İle göz yaşlarımıza hakim olamadık... Ve en acısı da yüzyıllarca yönettiğimiz adadaki Türk ailelerin çocuklarının Türkçe eğitim veren okulların kapanması dolayısıyla Türkçe'yi hiç bilmeyenlerinin bile olması... Adı Ayşe ama Türkçe konuşamıyor...
Lindos, Rodos merkezden ortalama 1 saatte ulaşabileceğiniz eski çağlardan bir kent, burada zaman durmuş gibi, adrta tarih içinde gezintiye çıkıyorsunuz. Antik kent 116 metrelik bir kayanın tepesinde duran Akropolisi ile adanın en önemli arkeolojik alanlarından. Rodos'a gelirseniz Lindos'u görmeden dönememek gerek.
Kallithea köyü-kaplıcaları: Araçla merkezden 20 dk ulaşabileceğiniz bu kaplıcaları görünce ayrılmak istemeyeceksiniz.. Ressam eli değmişçesine bir sanat eserinin içinde gezecek, güneşlenecek, geceye kadar açık restaurantında yemekler yiyeceksiniz. Çevresindeki kayalıklar sayesinde şnorkelle daldığınızda ise su yüzüne tekrar çıkmak çok zaman alacak;)
Rodos Kalesi
Saat kulesi
Şovalyeler sokağı
Rodos merkez
Rodos alacageyik heykelleri
Rodos'ta yeme içme çok keyifli, adım başı bir restauranta denk geleceksiniz. Hepsi güzeldi bizim denediklerimizin, Tamam restaurant, Kerasma Restaurant, ve gece eğlencesi için Macao klubu özellikle tavsiye ederim.
Buraya gelmeden önce araç kiralamasını mutlaka yapın, biz yoğun bir dönemde gittik ve önceden kiralama yapmamıştık, az kalsın araç bulamayacaktık çünkü çoğu yerde bitmişti, aman dikkat! Araç olmadan adada gezmek imkansız neredeyse. Konaklama olarak da mutlaka merkez tercih edilmeli, akşamları araç almadan dışarı çıkabilirsiniz böylelikle...
Şimdiden iyi tatiller;))
2 yorum:
Rodos cok guzeldi:) cok guzel paylasim olmus:)
teşekkürler:)
Yorum Gönder