Bu seneki tatilimizde tek bir yere bağlı kalmak istemedik, gezelim görelim, yeni tadlar yeni yerler keşfedelim, Ege'yi doya doya yaşayalım istedik.
Önce kendimize bir rota çizdik, arkadaşım G. bu rotada bize epey yardımcı oldu:) Bozcaada'dan başlayacak, yavaş yavaş aşağı kıyılara inerek 9 günlük bir gezi yapacaktık. Oldukça uzun bir zamanımız vardı aslında ve bunu dolu dolu yaşamak tamamen bizim elimizdeydi, ne kendimizi yorarak ne de telaş içinde olmayacak şekilde keyifli turumuzu planladık.
İlk bölümde Bozcaada'yı anlatıyor olacağım, diğerlerini de ilerleyen günlerde yine bu adreste bulabilirsiniz:)
Bozcaada üzüm bağları ve dolayısıyla şaraplarıyla ünlü bir ada:) Bozcaada'ya İstanbul'dan ulaşmak ortalama 6-7 saat, bu süre feribotlardaki bekleyiş sürelerine göre değişkenlik gösterebiliyor, biraz stresli bir süreç adaya ulaşmak, özellikle bayram yada genel tatil günlerinde aşırı kalabalıkla karşılaşabilirsiniz ama yine de adaya ayak bastığınız anda bu yorgunluğa değdiğini alayacaksınız.
Adada Rum ve Türk mahallesi olmak üzere, sadece kısa bir caddeyle ayrılmış iki kısımdan oluşuyor, bana ilk başta tuhaf gelmişti bu isimlendirme, hatta "Rum mahallesinde sadece Rumlar mı yaşıyor" diye düşünmüş olabilirsiniz ama öyle de değil aslında, adada çok az Rum yaşıyor şuan. Kışın adada yerleşik toplam nüfus 800 civarı. Adayı anlamak için sokaklara kendinizi bırakmalısınız, eski Rum evleri gerçekten görülmeye değer.
Tatilci olunca hemen tabi ne yenir ne içilir gibi bir derde düşüyorsunuz, gidilen yörenin nesi ünlüyse insan tatmak istiyor doğal olarak, işte nefis bademli kurabiyeler, olsa da yine yesem valla:) Biz Veli Dede fırınından yedik sürekli ama farklı fırınlarda da kurabiyeler gördüm.
Türk mahallesi tarafından akşam yemeği görüntüleri:
Bu da Rum Mahallesi tarafından, bir Asmanlı Mescit edası yok mu sizce de?
Mezeler enfes, çeşit çeşit, adaya özgü lezzetleri garsona da sorarak denemenizi tavsiye ederim, biz ilk akşam yemeğini Asmalı meyhaede yedik ama sonradan duydumki Simon restaurant en eskilerindenmiş, giderseniz aklınızda olsun, fiyat olarak da boğazdaki balıkçılardan alta kalır yanları yok, aklınızda olsun!
Ada'nın merkezinde Nar Cafe var, biz burada damla sakızlı kahve içtik ve muhallebi yedik, cafenin içinden bir görünümü aşağıda bulabilirsiniz. Adada birçok cafe bulunuyor, herhangi birini seçip oturun ve sadece gelip geçeni seyrederek garanti ederim saatler geçirebilirsiniz (tabi yaz aylarında). Buradaki tatilciler bizlerden, yani keyif yapmaya gelmişler, bulundukları yerin tadını çıkarıyorlar, lüksten uzakta ama bir o kadar da mutlu görünüyor herkes. Ben biraz da bu yüzden çok huzurluydum sanırım.
Bozcaada'daki en ünlü plaj Ayazma plajı, kesinlikle gidin görün, ama eminim kendi keşfedeceğiniz koyları daha da çok seveceksiniz, tesis yok bunlarda, duş yok, cafe yok ama o salaşlıkta bir başka güzel deniz sefası
Ben gideceğim yerler için tavsiye almayı seven biriyim, ama aldığım tavsiyeleri de birebir yapmam, bunun üzerine kendim de araştırırım ve içime sinen yere giderim, ablam "Maya restaurantta bir akşam yemek yiyin " demişti ama rezervasyon yaptırmam gerektiğini de biliyordum, diğer bildiğim de etlerin çok leziz olduğuydu, O. ile biraz araştırdıktan sonra bir akşamımızı bu restaurantta geçirmeye karar verdik, akşam 8'de servis başlıyor, üzüm bağları arasında bir yer, biraz entel, tabela yok, yön gösteren bir ok yok, biz oteldekilere sorarak bulduk, mekan tarifini iyi anlamak lazım yoksa hayatta bulamazsınız.
4-5 kişilik ufak bir ekipten harika işler çıkmış, tamamen özel bir konsept, menü fiks, şarabınız bile seçmiyorsunuz, masaya oturur oturmaz Selçuk Bey'in kendi hazırladığı meşe fıçılarından masanıza kırmızı şarabınız geliyor, ben kırmızı şarap sevmem mi diyorsunuz? Bir gidin deneyin!! Sonrasında tamamen özel bir akşam başlamış oluyor, Selçuk Bey masaya geliyor konsepti anlatıyor gece 12'ye kadar bizimlesiniz diyor, biz içimizden hadi canım, biz kalkarız o zaman dioruz ama gece bizim için 01:00'da bitiyor! Aradaki detayları inanın anlatmak istemiyorum, adaya giderseniz mutlaka gidin yaşayın isterim, tam anlatılmaz yaşanır tadında bir gece...
http://www.mayabozcaada.com/index.html
Selçuk Bey onlarda farklı çeşitteki peyniri kendi hazırlıyormuş yıl içinde
İşte Selçuk Bey:)
Gerisini gidin görün, cheers!
Bozcaada'da yapılması gerekli etkinliklerden biri de gün batımı, rüzgar güllerinin olduğu bölgeyi geçerek gün batımına, doğaya, sonsuzluğa kendinizi bırakabilirsiniz.
Eğer bizim gibi şanslıysanız aynı gün dolunaya da şahit olursunuz.
Benim için tatilin en kritik noktalarından biri oteller, n tane yıldızı olan otellere gidip, otelden hiç çıkmadan zaman geçirip, bulunduğun yöreyi anlayamadan geri dönmek de bir seçim (buna da ihtiyacımız olan zamanlar olmuyor değil), butik otellerde kalıp hem otelde bulunduğun zamanı keyifli geçirip hem de doyasıya gezip, dolaşıp, yöre halkının içinde kendini kaybetmek de bir seçim ( bu tatilde bunu yaptık).
http://kbozcaadaotel.com/en/
Bu oteli tavsiyeyle bulmadım, internetten araştırırken buldum, ama şiddetle tavsiye ederim, Cengiz Bey ve eşinin işlettiği bu sempatik otel Ayazma plajına 250 metre merkeze 5dk uzaklıkta.. Benim için süper bir seçimdi, hizmet, fiyat, kalite açısından en uygun denklemi yaratmayı başarmışlar.
Odamızdan bir manzara
Enfes kahvaltılar
Domates reçelini denemeden dönmeyin, ben her kahvaltıda "bize biraz daha getirebilir misiniz" dedim:)
Bozcaada'da bir de tarihi bir müze bulunuyor, 130 yıllık bir binada adanın merkezinde olan bu müzeye zaman ayırın gezin derim, Fransız askerleri tarafından gönderilmiş olan kartpostal tercümelerini okumak oldukça ilginç olabilir sizin için de.
Binanın üst katları çıkan bir yangın sonucu yanmış ancak giriş mozaikleri dahil giriş ve alt kat halen yerli yerinde.
Tüm bu güzellikleri geride bırakarak adadan ayrılıyor olmanın burukluğuyla feribotumuza biniyoruz, ama yine geliriz biz merak etme Bozcaada:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder