5 Haziran 2014 Perşembe

Rönesans'ın beşiği Floransa

İtalya'nın Rönesans'ı en iyi betimleyen şehirlerinden biri Floransa. Adım başı bir saray, vaftizhane, kilise görmek mümkün.

Venedik Mestre'den hızlı trene binerek varıyoruz Floransa'ya. Bileti tek yön 22,5€ 'ya aldık, internetten alsaydık biraz daha ucuza da alabilirdik. Ama olsun hiç de fena olmayan bir fiyatla 2 saatte Floransa'ya gittik, aynı akşam da döndük. 1 gün içinde  şehri yürüyerek çok rahatça gezebilirsiniz.

Floransa denilince akla Ufizzi müzesi gelir hiç kuşkusuz, müze biletini önceden almaya çalışsam da maalesef başarısız olmuştum gideceğimiz tarihe yer bulamamıştık, ancak gidince de bileti alamadık, hala kendisine sıra gelmemiş İngiliz bir bayandan 3 saattir kuyrukta olduğunu öğrenince bu sevdadan vazgeçmemiz gerektiğini anladım acı da olsa.. Yaklaşık 1000 kişi de sıra bekliyordu, bir sonraki sefere kesin gidiyorum tabiki rezervasyonumu önceden yapıp rahatça sıra beklemeden müzeyi gezebileceğim.

Ufizzi Galerisi - ünlü Medicci ailesinin sanat koleksiyonlarının sergilendiği müze.


Signoria Meydanı (Piazza della Signoria), Floransa'nın kalbi konumunda.


Michelangelo'nun ünlü Davut heykelinin bir kopyası Signoria meydanında sergileniyor





Floransa'nın diğer bir görülmesi gereken yeri Vecchio Köprüsü. Şuan köprü üzeri tamamiyle dükkanlarla kaplı ve ultra bir kalabalık var ama çok zevkli köprünün diğer yanına geçerken sağlı sollu aksesuar mağazalarına bakınmak. 

Ponte Vecchio(Eski Köprü) Floransa'nın II.Dünya Savaşı'ndan zarar almadan tek çıkan köprüsü





Köprü üzerinden düz devam ederek Pitti Sarayı (Palazzo Pitti)'ye ulaşabilirsiniz.


Giotto'nun Çan Kulesi (Campanile di Giotto) 414 basamak ile çıkılabilen bir kule olup, Floransa'nın panoramik şehir manzarasına hakim bir konumdadır.Kuleye çıkmak için yarım saat bir sıra bekledik, merdivenleri çıktıktan sonra mükemmel Floransa manzarasına ulaştık, ciddi efor gerektiren bir tırmanıştı ama görmeye değer.

 



Floransa Katedrali (Santa Maria del Fiore)  - Duomo olarak bilinen bu katedralin en çarpıcı özelliği kubbesinin bir mimarlık harikası oluşu, içi de dışı kadar etkileyici harika bir mimariye sahiplik ediyor.




Bu şehir tarihi olduğu kadar moda mağazalarıyla da ünlü, bildiğim tüm markaların yanında bilmediğim markaları da gördüm burada. İnanılmaz bir devinim var. Zaten o kadar turistlerle dolu ki, ne satsan gider şeklinde.. Acayip bir kalabalık, her yerde sıra falan... Avrupa'da gezip biraz da alışveriş yapayım diyorsanız doğru destinasyonlardan birindesiniz kesinlikle.

Buraya gelirseniz sakın Pisa'ya uğramadan geçmeyin, çok üzülürsünüz benden söylemesi, detaylar bir sonraki yazıda:)

Sanatla kalın, hoşçakalın:)












Hiç yorum yok: