26 Haziran 2014 Perşembe

Paris Aşkına

PARIS aşkınaaaaaaa

Önce ulaşımdan başlamak istiyorum.

Charles de Guella havalanına inip RER trenlerini kullanarak merkeze geldik. Otelimiz Rer'den sonra iki metro kullanarak ulaşılabilir bir konumdaydı. RER ile uzun süren bir yolculuk oluyor merkeze varmak, yaklaşık iki saatte otele vardık, dönüşte ise Roissy Bus ları keşfettik. Opera binasının önünden kalkan bu otobüslerle 40 dk da havaalanına döndük, hem de yerin altından değil üstünden gittik! Bunu özellikle vurguluyorum çünkü Paris'te yer altı metroları ve trenleri ultra fazla olduğundan heryere trenle gidip geliniyor, ilk önce oyun gibi gelse de sonradan oldukça sıkıcı oluyor, istasyonlar ve metrolar çok bakımsız olduklarından hepten insanın içi sıkılıyor. Ama tabi metrolar sayesinde de tüm Paris baştan sona rahatlıkla gezilebilir.

Paris küçük bir şehir değil, öyle yürüyerek gezemiyorsunuz. Biz 3 günde en önemli yerlerini gördük ama toplamda 5 saat metro yolculuğu yapmışızdır kesin.

Eiffel kulesi ihtişamlı, tüm heybetiyle günde yüzbinlerce turisti kucaklıyor. Yaklaştıkça büyüklüğünü ve devasa duruşunu daha net anlıyorsunuz.

 
 
Louvre müzesi'ni anlatmak için nerden başlasamki...
 
 
 
Mona Lisa en önemli eserlerden. Tüm bunların yanında bir de İslam Sanatları atölyesi varki sakın uğramadan dönmeyin. İznik çinilerimden, Hatay mozaiklerine, Kanuni şiirlerinden , Memlüklülerden kalıntılara, Kütahya halılarına kadar bize ait birçok eseri burada birarada görebilirsiniz. 



















 
Concorde meydanı

 
 
 
 
 

Notre Dame kilisesi Paris'in neredeyse tam orta noktasında. Buraya gelirken Sen nehri üzerinden geçeceksiniz.
 
 

Buraya kadar gelmişken Sourbonne üniversitesi ve St.Germain ile St.Michel caddelerini görmekte ve Pantheon ile Luxemborg bahçelerine rahatlıkla yürüyebilirsiniz.

Bu postta yazdıklarımın tamamı 1. günlük bir zaman alıyor. Bu yüzden:

Devamını da okuyunuz;)
 


 

Hiç yorum yok: