PARIS aşkınaaaaaaa
Önce ulaşımdan başlamak istiyorum.
Charles de Guella havalanına inip RER trenlerini
kullanarak merkeze geldik. Otelimiz Rer'den sonra iki metro kullanarak
ulaşılabilir bir konumdaydı. RER ile uzun süren bir yolculuk oluyor merkeze varmak, yaklaşık
iki saatte otele vardık, dönüşte ise Roissy Bus ları keşfettik. Opera
binasının önünden kalkan bu otobüslerle 40 dk da havaalanına döndük, hem de
yerin altından değil üstünden gittik! Bunu özellikle vurguluyorum çünkü
Paris'te yer altı metroları ve trenleri ultra fazla olduğundan heryere trenle
gidip geliniyor, ilk önce oyun gibi gelse de sonradan oldukça sıkıcı oluyor,
istasyonlar ve metrolar çok bakımsız olduklarından hepten insanın içi
sıkılıyor. Ama tabi metrolar sayesinde de tüm Paris baştan sona rahatlıkla
gezilebilir.
Paris küçük bir şehir değil, öyle yürüyerek
gezemiyorsunuz. Biz 3 günde en önemli yerlerini gördük ama toplamda 5 saat
metro yolculuğu yapmışızdır kesin.
Eiffel kulesi ihtişamlı, tüm heybetiyle günde yüzbinlerce
turisti kucaklıyor. Yaklaştıkça büyüklüğünü ve devasa duruşunu daha net
anlıyorsunuz.
Louvre müzesi'ni anlatmak için nerden başlasamki...
Mona
Lisa en önemli eserlerden. Tüm bunların yanında
bir de İslam Sanatları atölyesi varki sakın uğramadan dönmeyin. İznik
çinilerimden, Hatay mozaiklerine, Kanuni şiirlerinden , Memlüklülerden
kalıntılara, Kütahya halılarına kadar bize ait birçok eseri burada birarada
görebilirsiniz.
Concorde meydanı
Notre Dame kilisesi Paris'in neredeyse tam orta
noktasında. Buraya gelirken Sen nehri üzerinden geçeceksiniz.
Buraya kadar gelmişken Sourbonne üniversitesi ve
St.Germain ile St.Michel caddelerini görmekte ve Pantheon ile Luxemborg
bahçelerine rahatlıkla yürüyebilirsiniz.
Bu postta yazdıklarımın tamamı 1. günlük bir zaman alıyor. Bu yüzden:
Devamını da okuyunuz;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder