Hayatıma giren renkleri paylaşmaya devam ediyorum. Avusturya'nın şehirlerinden Salzburg bunların en tazesi..
Salzburg (Tuz kalesi) adını, burada yaşayan ilk insanların geçimlerini sağladıkları zengin tuz çökeltilerinden almış.
Kaleden çektiğim birkaç görüntüyle başlayalımm
Mozart'ın doğduğu ev Altstadt (eski şehrin) tam ortasında,
Bu da yaşadığı ev. Gerçi Mozart hayatının çok büyük bir bölümünü Viyana'da geçiriyor.
Eski şehir ile daha sonradan kurulan şehir arasındaki köprülerden birtanesi bu. Tıpkı Paris'teki gibi buraya da kilitler asılmış. Ömürleri boyunca birlikte olmak isteyen aşıklar buraya getirdikleri kilitleri takıp üzerlerine adlarını yazıyorlar. Binlerce kilit vardı:)
Eski şehir oldukça canlı. Dar sokaklarda sağlı sollu birçok mağaza bulabilir, hediyelikler alabilirsiniz. Yerel halk pek görülmüyor, çok fazla turist vardı.
Salzburg kalesi (Festung Hohensalzburg), en çok görülesi yerlerden.
Bu görülen yoldan füniküler ile çıkılıyor.
İnerkenki görüntü de böyle.. Ben fünikülere binmeyi çok seviyorum ama hep çok kısa sürüyorlar.
Kalenin içerisi çok büyük, birçok müzeler var içerisinde. İlginç olan bir kaç ayrıntıyı paylaşayım.
15. yüzyıldan kalma bir yatak.
Değişik silahlar:
17. yüzyıldan kalma bir mutfak, sandalyeler harikaa..
Salzburg halkı savaşlar sırasında saklanmak için kayaların içlerini kullanmışlar. Daha sonra bu kayaların içlerinin bir kısmı kullanılarak evler yapılmış, yarısı kayanın içinde yarısı dışarda. Şuan yaşam yok ancak bu kayaların eski şehre bakan kısımları otopark olarak kullanılıyor. Yani Salzburg'a arabayla gelirseniz arabanızı kayaların içine park edeceksiniz.
Stiftskirche kilisesinin içerisinden bir görüntü..
Envai çeşit tuzu Salzburg'daki dükkanlarda bulabilirsiniz. Tuzdan sakız bile yapmışlar.
Temmuz ayında Salzburg Festivali yapılıyor. 100lerce konser şehrin çeşitli noktalarında seyircileriyle buluşuyor. Biz konserlere giremedik ancak aklınızda olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder