17 Temmuz 2012 Salı

Şirin Graz

Graz, Avusturya'nın Steirmark eyaletinin başkenti, Viyana'dan sonraki ikinci büyük şehri. Graz'a 1500'lü yıllarda Osmanlılar tarafından fetih düzenlenmiş.

Ufak meydanları, dar sokakları, tasarım binaları ve mağazalarıyla oldukça sempatik.

Özellikli yerlerinden bir tanesi Schlossberg adındaki tepesi. Burada aynı zamanda bir saat kulesi de bulunuyor. Şehir manzarasına doyamıyorsunuz.

                                    

                                     
Tepeye çıkmak için işte bu zorlu merdivenleri çıkmalısınız.
Şaka şaka, merdiven seçeneği de vardı tabii ama biz asansörü tercih ettik:)


 Saat kulesi oldukça heybetli..


O. (solda) yine her zaman olduğu gibi çocukluğunu Graz'da da yaşadı. Üniversiteden arkadaşımız E. de yanımızdaydı, sağdaki de E. Birlikte çok eğlendiler:)


İstanbul yalnızca 1273 km uzaklıkta.

Graz sokaklarına geri dönüyoruz, karşımıza bu muhteşem binanın altında yer alan leziz dondurmacı çıkıyor. Benim felsefem, bir mağazada kalabalık varsa, o mağaza girilmeli. 

                                     

Dondurmacı için de aynısını yaptık ve fotoğrafta görülen bu leziz donduryı afiyetle yedik..

 Gezinmeye devam ediyoruz..

 

Burada O. ve E.'yi kim bulabilecek bakalım:)

                                    

Graz'da birçok mağaza var, ilgimizi çekenleri dolaştık. Aşağıda görülen mağaza çok şıktı. Fotoğrafta görülen sandalyelere tek tek oturdum, acayip rahattı, Türkiye'de bulursam kesin alacağım bunlardan. Çok güzel görünmüyorlar mı?
                       
                                    

                                    

Belediye binası herzamanki gibi ihtişamlı..

                                              
Yemek yediğimiz resturant bir Brau idi. Bilmeyenler için Brau, kendi birasını kendi yapan yer anlamında. Ben içmedim ama O. ve E. birayı çok beğendi. 
Biz yemeklerimizi yerken tam karşıda bir kalabalık toplandı ve bize doğru bakıyorlardı. Önce bir anlam çıkaramadık ama daha sonra çan sesleriyle birlikte fotoğraf makineleri flaşları patlamaya başlayınca kafamızı yukarı kaldırdığımızda açılan pencerelerinden çan sesi boyunca bir kadın ve erkek figürünün dans ettiğini gördük. Bu hergün 11:00-15:00-18:00 saatlerinde oluyormuş. Şanslıydık biz de bu ana tanık olanlar arasına girdik. Bence çok eğleceliydi. Birgün Graz'a yolunuz düşerse hangi saatte nerde olmanız gerektiğini biliyorsunuz artık:)

                                   
 
Graz'a veda ederken Mur nehri üzerinde bu ilginç tasarımlı yapıyı gördük. Cirkin gibi duruyor olabilir ama gece ışıkları yandığında harika bir görüntüye bürünüyormuş. Ben de Graz broşüründe gördüm fotoğrafını. Mur adası (Mur Insel) adı verilmiş. İçinde bir anfitiyatro ve cafe bulunuyormuş.


Graz da böyleydi işte...
O. ve E. Graz'ı çok beğendi,  en son bıraktığımda derin derin Graz'da yaşayabilmenin planlarını yapıyorlardı :)


3 yorum:

zeynep dedi ki...

merhaba, iyi aksamlar. blogunuza tesadüfen rastladim, paylasimlariniz cok hos. ayrica resimlerinizide cok begendim.
graz benim memleketim sayilir, orda büyüdüm ve su an viyanada yasiyorum.

paylasimlariniz devamini bekliyorum :)

saygilarimla

Didem dedi ki...

Çok sevindim böyle bir yakınlık olmasına:) Ben de Viyana'da yaşıyorum, görüşebilmek dileğiyle,

Sevgiler,

zeynep dedi ki...

viyanada ne isle mesgulsünüz peki? ögrenci olarak mi geldiniz?

Sevgilerimle :)